Savsaklanma Ne Demek? Şu An Tam O An!
Bazen hayat öyle bir hızla geçiyor ki, işler birikiyor, yapılması gerekenler artıyor, ama her şeyin arkasında bir türlü yetişemediğimiz bir his var: Savsaklanma! Evet, kabul edelim, hepimiz zaman zaman bu tuhaf kelimenin tam anlamıyla tanışıyoruz. Bazen işlerimize başlamak için bu kadar çok bahane buluyoruz ki, kendimizi bir anda “savaşmaya hazırım” halinden, “acaba biraz daha uyusam mı?” noktasına gelmiş buluyoruz. Peki, gerçekten bu “savsaklanma” nedir? Hadi gelin, birlikte bakalım!
—
Savsaklanma: Ne Demek?
Savsaklanma, tembellik ya da erteleme anlamında kullanılan bir kelimedir. Ama ne tembellik, ne de erteleme… Bu ikisi daha ziyade birer “teknik terim”ken, savsaklanma kelimesi daha çok “işleri geçiştirme” veya “yapmak zorunda olduğun şeyleri bir şekilde yapmama” anlamında kullanılır. Yani, bir şey yapman gerekir ama buna dair bir türlü enerji bulamıyorsun. Hedefin o kadar net ve açık ama bir yandan da “bugün olmaz, yarın yaparım” diyerek günü geçiriyorsun. İşte, savsaklanma bu!
Şimdi, gelin bu konuyu bir de iki farklı bakış açısıyla değerlendirelim. Çünkü erkekler ve kadınlar bu konuyu biraz farklı yorumlayabilirler. Tabii ki, şunu söylemem gerek: Herkesin savsaklanma biçimi farklıdır, ama bunu mizahi bir açıdan ele alalım, değil mi?
—
Erkeklerin Çözüm Odaklı Savsaklanma: “Bir Taktik Geliştirelim”
Diyelim ki Ahmet, yapması gereken bir iş için zaman ayırmak istiyor. Ama Ahmet’in doğasında bir çözüm arayışı var. Her şeyin bir yolu ve bir çözümü olduğuna inanıyor. O yüzden “bugün savsaklasam da olur” diye düşünmek, onun sistemine aykırı. Ama şöyle bir şey yapmayı düşünüyor: “Hadi, önümüzdeki 5 dakika içinde hallederim. Yani, ne kadar zor olabilir ki? Şimdi bir mola verip, sosyal medya kontrolü yapmalıyım. Ah, çok zor bir şey yapmam gerekiyor. O yüzden biraz oyun oynayabilirim. Bu işleri hep çözüme kavuşturuyorum, bir şekilde hallederim!”
Sonuç? Savsaklama, Ahmet için geçici bir şeydir. Bir çözüm yolu geliştirmek, aslında daha fazla erteleme yapmaktan başka bir şey değildir. Çünkü Ahmet, sorunu halletmek için erteleme yoluyla bir strateji belirler, ama sonuçta o işi yapmaya geç vakitte başlar. Taktik, tabii ki biraz gevşek bir taktik olsa da, mantıklı bir çözüm gibi görünür!
—
Kadınların Empatik Savsaklanması: “Bugün Biraz Kendime Zaman Ayırmalıyım”
Şimdi de Zeynep’i düşünelim. Zeynep’in kafasında bir sürü yapılacak şey var: ev işleri, iş projeleri, telefon konuşmaları… Ama Zeynep, tam olarak ne yapacağını bilmektense, biraz empatik bir şekilde kendisine zaman ayırma isteğiyle karşı karşıya. “Bunun da üstesinden geleceğim ama önce kendime biraz zaman ayırmalıyım,” diyor ve belki de bir kahve hazırlayıp pencereyi açıyor. Zeynep’in savsaklanması, erteleme değil, aslında bir içsel denge kurma çabasıdır.
“Bugün kendime de biraz vakit ayırmam lazım,” der Zeynep. “İçim rahat olsun, sonra işlerimi yaparım.” Bu, biraz daha düşünerek ilerleyen bir savsaklanma biçimidir. Çünkü Zeynep, savsaklarken bile ruh halini dengelemeyi amaçlar.
Hikâye şöyle devam eder: Zeynep, savsaklamayı baştan bir tür psikolojik iyileşme süreci gibi görüyor. Biraz dinlenmeli, biraz rahatlamalı ve sonra hemen tüm işlere yoğunlaşmalı. O yüzden, Zeynep’in savsaklanması aslında erteleme değil, yeniden dengeye gelme çabasıdır. Ama tabii, zaman zaman kahvesi bittiğinde, gerçekten de “acaba hala işleri ertelemiş miyim?” diye düşünmeden edemez.
—
Savsaklanmanın Mizahi Yanı
Peki, her iki bakış açısını birleştirirsek, ne çıkar? Ahmet işlerini çözmeye çalışırken, Zeynep ise içsel huzurunu ararken, ikisi de bir şekilde savsaklanmanın cazibesine kapılmıştır. Ama sonuçta herkesin bu savsaklanmayı yapma şekli biraz farklıdır.
Bazen savsaklamak, aslında kısa bir rahatlama arzusudur. Ahmet gibi, bir şeyler çözmeye çalışarak ertelemek, Zeynep gibi de bazen sadece bir kahve içmek… Her şekilde savsaklamak, hayatın bir parçasıdır. Hepimiz bazen “bugünlük de bu kadar” diyoruz, değil mi?
—
Sonuç Olarak
Savsaklanma, her ne kadar bazen kötü bir alışkanlık gibi görünse de, aslında hayatın doğal bir parçasıdır. Herkesin savsaklama tarzı farklıdır, ama bir şekilde herkes zaman zaman bu yolda ilerler. Erkekler için bir strateji olabilir, kadınlar içinse bir içsel denge kurma çabası. Sonuçta hepimiz zaman zaman “bugünlük de savsaklasam ne olur?” diye sorarız.
Peki, siz hiç savsakladınız mı? Veya savsaklama konusunda ilginç bir hikâyeniz var mı? Yorumlarda buluşalım!